Giriş

            Geniş kitleler, kan ve savaş çığlıklarıyla dolu bir dönemi temsil etmedikçe, tarihteki tekil olaylara genellikle çok az ilgi gösterirler; bu olaylar bir zamanlar sosyal hayata güçlü bir şekilde müdahale etmiş ve modern zamanın bazı başarılarının başlangıç noktası olarak görülmesi gerekse bile durum böyledir. Ancak, halkların kaderini sadece tesadüfler değil, çoğu zaman insanlık üzerindeki etkileri başlangıçta hafife alınan, tamamen öngörülemeyen olayların da etkilediğini gören tarihçiler, daha sonraki gelişmelerin temellerini içeren tarihsel olaylara özel ilgi duyarlar. İlluminati tarikatının kurulmasına ve tatkibatına aşırı bir önem atfetmek istememekle birlikte, geleneksel dönem ile uyanmakta olan modern kültür dönemi arasındaki mücadelede, Bavyera'da o dönemde genel olarak oldukça tatsız bir şekilde İlluminati'ye uygulanan zulmün, tarihte mutlak hükümdarlığın sarsılmasının, “Regis voluntas suprema lex” (kralın iradesi en üstün kanundur) sözünün hala sınırsız olduğu bir dönemin çöküşünün başlangıcı için bir dönüm noktası olarak kalıcı bir iz bıraktığı kanıtlanmıştır. İlluminati'nin mutlak hükümdarlık rejimininin sarsılmasını sağlaması, “Regis voluntas suprema lex” (kralın iradesi en üstün kanundur) sözünün hâlâ sınırsız, hatta hukuku bile eğip bükebilen bir güce sahip olduğu bir dönemin çöküşünün başlangıcı olarak tarihe geçmiştir.

            Ancak, keyfi yönetimin sarsıldığı o dönem, sonraki tarihsel süreçte bir dönüm noktası olarak nitelendirildiğinden "İlluminati tarikatının bunu başından beri planladığı, prensleri tahtlarından indirmek için kurulduğu, Fransız Devrimi'nin sorumlusu olduğu, öğretilerinin devlet ve din için son derece tehlikeli olduğu, bireylerin ve halkın ahlakını yok ettiği ve benzeri saçmalıklar (bugün bile masonlara sıkça yöneltilen suçlamalar) çok uzun süre geçerliliğini korudu, oysa gerçekte bunların hiçbirinin kanıtı yoktur.