Profesör Adam Weishaupt tarafından kurulan İlluminati tarikatı, geleceğe etkileri açısından tamamen istenmeyen başarılar elde etti; Weishaupt hiçbir zaman siyasi faaliyetlerde bulunmayı düşünmemişti, ancak tarikattaki bireylerin zihinsel gelişimine sağlam bir temel oluşturmayı amaçlamıştı; tarikatının tatkibata uğrayacağını hiçbir zaman düşünmemişti. Bununla birlikte, bu durum gerçekleştiğinde, ipler birçok kişinin sandığından farklı kişilerin elindeydi. Tatkibata neden olan çeşitli faktörler bir araya geldi ve özgür ruhların ışığını bastırmak için kışkırtıcı faaliyetlerde bulunan kişiler, bugün Bavyera ve Almanya'da büyük gürültüye neden olan bu zulmün, topluma olan etkilerinin neye dönüştüğünü görebilselerdi, Mephisto'nun sözlerinin kendilerine ne kadar uygun olduğunu dehşetle fark ederlerdi:

"Ich bin ein Teil von jener Kraft,
Die stets das Böse will und stets das Gute schafft."

"Ben, her zaman kötülüğü isteyen,
ama her zaman iyiliği yaratan gücün bir parçasıyım."

            Bundan sonra, ipleri kimin elinde tuttuğunu ortaya çıkarmakla uğraşacağız. Zamanla sır olarak kalamayan kaynakları kullanarak; her ne kadar büsbütün masum olmasa da, Weishaupt'un en azından şüpheli ve ahlaki açıdan saf olmayan bir karakter olduğunu, İlluminati tarikatının devlete tehlikeli, düşmancıl ve sadece gizli üstlerince bilinen amaçların peşinde koştuğunu, bu nedenle de tatkibata haklı görüldüğünü anlatacağım. Tartışmalarımız sırasında, kısmen henüz tamamen bilinmeyen, kısmen de metinleri henüz yayınlanmamış belgelere dayanarak, bunlardan geriye ne kaldığını kanıtlayacağız. Bu noktada, Dresden'de kayıtlı bir dernek olan mevcut İlluminati Tarikatı'nın, atalarının kanıtlara dayalı ve tartışılmaz tarihsel anlatımında, mevcut eğilimine yönelik saldırılara karşı en iyi savunma aracı olarak gördüğünü açıkça itiraf ediyoruz. Bu tür saldırılar, 1784-1788 yıllarına ait eski eserler kullanılarak, en açık şekilde yapılmaktadır.