Kızılelma: Ebedi İstikametin Edebi Boyutu #2
Kültür ve Sanatta Kızılelma
Kızılelma daha evvelden ele aldığımız başlıklarda anlatılanlarla da beraber Türk kültürünün ve sanatının damarlarına işlemiş bir mefhumdur. Türkler tarih boyunca büyük ideallerini yalnızca devlet politikalarında değil şiirlerinde, destanlarında, müziklerinde ve görsel sanatlarında da yaşatmışlardır. Destan ve menkıbelerde, özellikle Osmanlı döneminde sefere çıkan askerlerin dillerinde “Kızılelma’ya doğru yürüyüş” nidaları vardı. Akıncılar sefere çıkarken birbirlerine "Kızılelma’da görüşürüz” diyerek vedalaşırdı. Âşıkların koşmalarında ve halk edebiyatında sevgiliye ulaşamayan yiğidin çektiği hasret, aslında milletin Kızılelma’ya duyduğu özlemin sembolüydü. Kültürel yansımaların en güçlüsü musiki alanında görülür. Osmanlı mehter marşlarında Kızılelma, Batı’ya yönelmiş seferlerin şifreli adıydı. Mehterin coşkulu ritimleri arasında askerler, zaferin ve kutlu hedefin Kızılelma olduğunu bilirlerdi. Minyatürlerde sefer tasvirlerinde, zafer anlarının arka planında yer alan altın küre motifleri Kızılelma’nın sanatla olan bağını gösterir. Günümüzde ise ressamlar, heykeltıraşlar ve sinemacılar Kızılelma’yı yeniden yorumlamakta; kimi zaman bir altın küre, kimi zaman Turan haritası, kimi zaman da gökyüzünde süzülen bir savaş uçağı olarak resmetmektedir. Özellikle 20. yüzyılda Kızılelma, “Türkçü romantizmin” en güçlü simgesi hâline gelmiştir.
Klasik Türk Şiirinde Kızılelma
Kızılelma, klasik Türk şiirinde hem tarihî hem de değişmeceli manada işlenmiş mühim bir semboldür. Şairler onu iki temel bağlamda ele almışlardır.
Birincisi, en çok üzerinde durulduğu üzere fetih ve gaza idealidir. İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı’nın tatbik ettiği Batı seferlerinde Roma, Viyana (Beç), Budin, Belgrad(Beyazşehir) ve Estergon gibi şehirler Kızılelma adıyla anılmış; asker için hem uzak ve kutlu bir hedefi, hem de zafer arzusunu temsil etmiştir. Bilindiği üzere Divan Yazınında, kimi kavramları dolaylı bir biçimde anlatmak için başvurulan ve her ozanın aynı anlamda kullandığı kalıplaşmış sözlere mazmun denir. Faraza Divan Edebiyatı'nda boy bos yerine servi, kirpik yerine ok, diş yerine kullanılan inci sözcükleri mazmundur. Kızılelma da kasidelerde ve gazellerde, Osmanlı ordusunun Batıya yönelişini, cihan hâkimiyeti ülküsünü simgeleyen bir mazmun hâline gelmiştir. İkincisi olarak Kızılelma, Türklere yâr gibi geldiğinden bir sevgilinin güzellik unsurlarıyla da birleşmiştir. Divan şairleri, sevgilinin yanağını, çenesini ya da yanak üzerindeki ayva tüylerini Kızılelma’ya benzetmişlerdir. Gözler ve zülüfler ise Türk askerini çağıran ona cilve yapan bir yâr gibi tasvir edilmiştir. Böylece kutlu fetih ülküsüyle sevgilinin güzelliği arasında sanatsal bir bağ kurulmuş ve Kızılelma'ya verilen değer başka bir şekilde gösterilmiştir.
Kızılelma kavramı, edebi yazınlarda da Osmanlı’nın perspektifinden cihan hâkimiyetini ve İslam’ın gaza anlayışını temsil eden büyük bir idealdir. Bu ülkü, üç kıtaya hükmeden Osmanlı padişahının tuğu üzerinden de sembolleştirilmiştir. Tuğun ucundaki kızıl bakır, top elmaya benzetilmiş ve bu benzetme Kızılelma ile doğrudan ilişkilendirilmiştir. Tuğ, ordunun önünde taşınarak Osmanlı’nın fethedeceği en uzak noktayı yani dünyanın uç hudutlarını işaret etmiştir. Şair tarafı olan bir asker ve aynı zamanda Üsküdarlı olan Aşkî, şiirlerinde bu anlayışı güçlü bir biçimde yansıtır. Onun kasidelerinde tuğ, kimi zaman sevgilinin servi boyuna ya da saçına, kimi zaman da ordunun öncüsüne benzetilir. Ancak her hâlükârda tuğun varması gereken yer, Kızılelma’dır. Şair, padişahın tuğunun peşinden dünyanın sonuna dek gideceğini söyleyerek hem sadakatini hem de Osmanlı’nın ve onun padişahının cihan hâkimiyeti hedefine ulaşacağına duyduğu inancı dile getirir. Bu yönüyle Kızılelma, Osmanlı edebiyatında doğrudan adı geçmese bile padişahın tuğu ve gaza anlayışı üzerinden işlenen bir ideal olarak karşımıza çıkar. Üsküdarlı Aşkî’nin kasideleri, Kızılelma ülküsünün şiirdeki en somut ve canlı yansımalarından biridir.
Hülasa Kızılelma, klasik Türk şiirinin dünyasında da hem Osmanlı’nın siyasi ve askeri ideallerini hem de aşk dolu ve mecazi hayallerini taşıyan çok yönlü bir sembol hâline gelmiş, edebî sanatlarla zenginleştirilerek asırlar boyunca canlılığını muhafaza etmiştir.
Kaynakça
Şen, Yasin. “KLASİK TÜRK ŞİİRİNDE KIZILELMA”. Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature 3, sy. 4 (Ekim 2017): 197-217. https://doi.org/10.20322/littera.334804.
Bıçak, Nihat. “ASKER-ŞAİR ÜSKÜDARLI AŞKÎ’NİN KASİDELERİNDE TUĞ VE TUĞ ARACILIĞIYLA OSMANLI’DA KIZILELMA ANLAYIŞI”. Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature 11, sy. 3 (Temmuz 2025): 319-34. https://doi.org/10.20322/littera.1687190.